29 Mayıs 2009 Cuma

19 (2000)


Yönetmen: Kazushi Watanabe
Oyuncular: Daijiro Kawaoka, Kazushi Watanabe, Takeo Noro, Ryo Shinmyo
Senaryo: Kazushi Watanabe

Yer tarifi bahanesiyle durdurdukları genç Usami’yi kaçıran üç silahlı serseri önce çocuğu biraz hırpalıyorlar. Daha sonra hep beraber süpermarket alışverişi yapmalar, oyun oynamalar, yemek yemeler, hayvanat bahçesine gitmeler, fotoğraf çektirmeler, sahilde gezinmeler birbirini izliyor. Usami’nin neden kaçırıldığı, onu kaçıranların kim oldukları veya amaçları üzerine izleyenin kafasının bir köşesinde hep yanıp sönen soru işaretini canlı tutmasına rağmen, esasen bir suç filmi olarak anılmak istemediği çok açık. Artık bir süre sonra o soru işaretinin varlığını bile unutturacak düşük tempo, bir miktar Stockholm Sendromu, bir cinayet ve gözalıcı bir görsellik el ele verip bir şeyler yapmaya çalışıyorlar. Fakat bu görsellik, alternatif grupların albüm kapaklarında veya o albümlerin bookletlerinde verdikleri karizmatik pozları andıran figürler ile, kasvetli şehir ve sahil görüntülerinin iç içe geçmişliğini harmanlayarak kendini ifade etme yoluna gidiyor. Yaklaşık 128 milyon nüfuslu Japonya’nın bireysel yalnızlığına ironik bir atıf gibi de görebileceğiniz 19 için buna benzer daha başka afili analizler de yapılabilir. Bu birey-şehir tabanlı yorumlara kapılarını açık tutmuş bir film zira. Özellikle sahil sahneleri oldukça etkileyici. Dört gizemli gencin sıkıntılı yol hikayesi olarak özetlenecek filmi yazıp yöneten Kazushi Watanabe, filmde aynı zamanda kaçırma eylemini gerçekleştiren üçlünün lideri konumundaki Yokohama karakterini de canlandırıyor. Zaten en gizemli ve karizmatik rolü kendine seçmiş olduğu belli. Japon olmasına rağmen kendisini gözüm biryerlerden ısırıyordu. Meğer Takashi Miike'nin akıllara ziyan Bijitâ Q'sunda da oynamış.

Beklen(me)dik sonu ile de kafalardaki soru işaretlerine yenilerini eklediği gibi, o soruların cevapları için gündelik yaşamın getirdiği kasvetli ruh çözümlemelerine topu atar bir yapısı var. O topu yakalayamadığını düşünenler olursa bu filmi beğeneceklerini pek sanmıyorum. O topu yakaladıklarını düşenenler ise kendi içlerine döndüklerinde yine anlam veremedikleri bazı noktalarla uğraşmak zorunda kalabilirler. 19, beklenti çıtasını iyi ayarlayabilen Uzakdoğu sineması düşkünlerini memnun etme potansiyeli olan bir film. Ancak bir de o çıtayı ayarlayamayan Uzakdoğu sineması düşkünleri de var ki, onlara tavsiye etsek mi etmesek mi bilemedim.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder