13 Haziran 2020 Cumartesi

La jaula de oro (2013)


Yönetmen: Diego Quemada-Díez
Oyuncular: Brandon López, Rodolfo Domínguez, Karen Martínez, Carlos Chajon
Senaryo: Diego Quemada-Díez, Gibrán Portela, Lucía Carreras
Müzik: Leonardo Heiblum, Jacobo Lieberman

İberya Yarımadası doğumlu Diego Quemada-Díez, usta yönetmen Ken Loach'un Land and Freedom (1995), Carla's Song (1996), Bread and Roses (2000) filmleriyle başladığı kamera asistanlığı ve operatörlüğü kariyerinde Isabel Coixet, Oliver Stone, Tony Scott, Alejandro G. Iñárritu, Fernando Meirelles gibi yönetmenlerle çalışmış bir sinema emekçisi. 2013 yılında hikayesini kendisinin, senaryosunu ise Gibrán Portela ve Lucía Carreras ile birlikte yazdığı Meksika/İspanya/Guatemala ortak yapımı La jaula de oro (The Golden Dream) adlı ilk yönetmenlik denemesini çekti. Juan, Sara ve Samuel adlı 15 yaşlarında üç arkadaşın sefalet içindeki memleketleri Guatemala'dan kuzeye, oradan da Amerika'ya göç etmek için yola çıkmaları ve yolda yaşadıkları üzerine çok güçlü bir film olan La jaula de oro, Orta Amerika'nın içinde bulunduğu yoksulluğu, çaresizliği, suçla kuşatılmış yoz yapısını çiğ bir dille ele alıyor. Bir yandan belgesel anlatıma yakın bu çiğlik, diğer yandan oyuncu bile olmayan gençlerin dramatik yapıya kattıkları güç filmi sağlam bir dengede tutuyor. Üç arkadaşın her şeyi göze alıp çıktıkları bu yolculuk onlara hayallerini gerçekleştirecekleri bir seyahat gibi gelirken, onları bekleyen tehlikeleri pusuda bekleten Quemada-Díez, aralarına aynı yaşlardaki Guatemala yerlisi Chauk'u da katarak ergenliğin verdiği uçarılıklarını da bu sefalet yolculuğuna katık ediyor. Yolda daha fazla gitmeyi göze alamayan Samuel'in ayrılması, diğer üçünün polise yakalanması, serbest kaldıktan sonra tekrar bir araya gelerek kaldıkları yerden devam etmeleri, sade, sakin ama içinde bulundukları sefaleti de yadsımayan bir bakışla işleniyor.

Hedefine kilitlenmiş aksi Juan, saçlarını kesip erkek gibi görünerek yolculuk eden sevimli Sara ve dillerini bile bilmediği bu iki arkadaşın peşinden ayrılmayıp bir aidiyet hissetmek isteyen Chauk arasında ufak tefek paylaşımlar, gelgitler yaratarak onları seyirciye daha da benimseten Quemada-Díez, ergenliğin getirdiği dünyaya bakışın küçük çaplı yansımalarıyla hikayesinin otantik yumuşaklığını bu yoklukların arasından var ediyor. Ama bu bir göç hikayesi ve biliyoruz ki göç yolu tehlikelerle doludur. Her coğrafyanın kendi güzergahındaki tehlikeler de farklı farklı. Bu güzergahlar üzerinde yetişkinlerin kurduğu suç şebekelerinin bitmek bilmeyen göç dalgalarından acımasızca nemalanmaları sonucu üç gencin temsil ettiği saflığın bu dünyanın acı gerçekleriyle karşılaşması kaçınılmaz hale geliyor. Göç olgusunun dünyanın pek çok yerinde sonu gelmeyecek bir yaşam biçimi olarak kanıksandığını, suç kalemleri oluşturarak sektörleştiğini, bir hayatta kalma mücadelesine dönüştüğünü anlatan çok film izledik, izlemeye de devam edeceğiz. Yol hikayeleri de keyiflidir, eğlencelidir, karakterlerin hayata ve kendilerine dair keşiflerini, değişimlerini izleriz. Ama La jaula de oro bu hikayelerden farklı olarak göç yolculuğunun önce kendi sefaletinde mutlu, lakin giderek genç insanların yaşlarından büyük trajedilerin de o yolculuğun bir parçası olduğunu hatırlatan bir film. 2013 Cannes Film Festivali'nde Belirli Bir Bakış Ödülü dahil pek çok ödül ve adaylığı hakkıyla hayalleri süsleyen daha iyi bir yaşam özleminin aracı olan göç üzerine yapılmış en çarpıcı yapımlardan birisi.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder