9 Ağustos 2013 Cuma

Millions (2004)


Yönetmen: Danny Boyle
Oyuncular: Alexander Nathan Etel, Lewis Owen McGibbon, James Nesbitt, Daisy Donovan
Senaryo: Frank Cottrell Boyce
Müzik: John Murphy

Film, İngiliz Sterlini’nin yürürlükten kalkıp yerini Euro’nun aldığı zamanda geçiyor. Bir soygun sayesinde birden 237 bin Sterlin bulan Anthony ve Damian kardeşlerin hikayesi. Büyük olan Anthony harcamak isterken, küçük Damian'ın ise maneviyatı biraz daha kuvvetlidir; o parayı fakirlere dağıtmak ister. Ellerindeki parayı bir hafta içinde harcamak zorundadırlar. İkisi bu zıt fikirleri savunurken parayı arayanlar ortaya çıkınca işler karışmaya başlar.

Filmle ilgili yorumda bulunmadan önce Danny Boyle sinemasının iniş-çıkışlarına kısaca değinmek gerek. Televizyondan sinemaya geçişi 1994 yılı yapımı Shallow Grave ile yapan Boyle, iki yıl sonraki Trainspotting ile tüm dünyayı yepyeni bir sinema dili ile tanıştırdı. Oyuncuları birer yıldız oldu ve film kült mertebesine erişti. Hala beğeniyle izlenen, her izlenişinde aynı etkiyi yaratmayı başarabilen bu safkan, zamansız İngiliz yapımı için, uyuşturucu üzerine yapılmış bir 5. Senfoni deyimini kullananlar bile var. Haliyle Danny Boyle ismi de tüm dünyaca ve yine haliyle Hollywood tarafından kabul gördü. Trainspotting ile çıtayı en yükseğe çıkarınca beklentiler arttı. 97’deki bol Amerikan yıldızlı uzun bir video-klip gibi duran A Life Less Ordinary, 2000’deki DiCaprio’lu The Beach, Hollywood sinemasının baskıcı tutumunun Boyle üzerinde ne derece etkili olduğunun işaretleri gibiydiler.

Büyük umutlar beslenen bu iki film, istemese de Boyle’un çıtasını düşürmesine yol açtı. Uluslar arası arenada pek duyulmamış birkaç filmin ardından 2002’de kıyamet senaryolu vampir-zombi filmi 28 Days Later geldi. Cillian Murphy, Christopher Eccleston gibi tanınmış İngiliz oyuncularla çektiği bu son film, bir nevi özüne dönüş gibi gözükse de bu kez arızalı veya fazla Amerikanvari bir konuyu klişeli bir şekilde işlediğinden, belki de zamanında bulaştığı Amerikan etkisinden ötürü bu film de azalmaya yüz tutmuş Boyle hayranları tarafından fazla benimsenmedi. Çünkü bir sürü filme rağmen, o her zaman Trainspotting’in yönetmeniydi. 2004 yılı yapımı Millions ise Danny Boyle için “özüne dönme” çabasının pozitif yansıması olarak adlandırılabilecek bir film.


Başrolde herkesten rol çalan bir Alex Etel var ki, filmde ne varsa onun etrafında dönmekte. Büyük kardeş Anthony’nin masumane paragözlüğünü, küçük Damian kendi etik değerleri ve maneviyatı ile çok güzel dengeliyor. Rol yaptığı kesinlikle söylenemez. Zira bu, yüz ifadesi ve konuşmasından da rahatlıkla anlaşılabilir. O kadar gerçek ki, tüm filmde ona kamerayı göstermeden filme almışlar sanki. Onun varlığı, sadece kardeşinin hırsının değil, Boyle’un Trainspotting döneminden kalma asiliğinin de balans ayarını ustaca yapıyor. Yine onun gerçekliği sayesinde filmin fantastik öğelerinden rahatsız olmuyoruz. Ama Boyle, bu küçük çocuğun ahlaki duruşuna rağmen, konu itibarıyle olası gereksiz mesaj kaygısına ve dinsel temalarla örülü sıkıcı ahlaki söylemlere pek fazla prim de vermiyor. Verdiği primler de senaryo ve görüntülerin zekasında kendini buluyor. Bloody Sunday'in unutulmaz oyuncusu James Nesbitt’i de çocukların babası Ronnie rolünde görmek ayrı bir zevk. Nesbitt gibi güçlü bir oyuncu da bu güzel filmin önemli bir artısı. Millions, para, din, aile kavramları üzerine yormadan düşündüren ve de en önemlisi eğlendiren mütevazi, sıcacık bir film...

Anthony ve Damian kardeşlerin farklı perspektiflerinden para kavramını ele alması, dolayısıyla maddiyat-maneviyat tartışmasını oldukça sade, eğlenceli, duygulu ve fazla olmasa da politik yönlerden işlemesi açısından çok parlak bir film. Özellikle Shallow Grave ve Trainspotting filmlerindeki Boyle’un, konu olarak olmasa da, kurgu, işleyiş ve dinamizm olarak geri dönüşünün müjdesi. Bu başarılı geri dönüş, eski başarısızlıkları tekrarlama kaygısıyla gelen bir zorlamanın sonucu değil, adı geçen kült filmlerde zaten şahit olduğumuz potansiyel Boyle büyüsünün bir eseri. Joint çeken azize ve yalnız Damian’e gözüken tuhaf görevlere sahip diğer azizler, soygunun anlatıldığı flashback, ayrıca finalin ustaca çözümlenmesi Boyle’un perdeye yansıttığı eski sıra dışı gerçekliğin hala yaşadığının işaretleri.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder